
Kültür, bir nesilden diğerine aktarılan davranışlar, semboller, değerler ve inançların tümüdür; daha genel bir anlatı ile belirli bir toplumun yaşam biçimidir. Elbette ki kültür, çocuk yetişmeye ilişkin yaklaşımların da taşıyıcıdır. Bu yazımızda Afrika’daki çocuk yetiştirme kültürüne değineceğiz. Başlayalım!
Kültürel değerlerin ebeveynlik üzerindeki etkisi
Dünyanın neresinde olursa olsun farklı toplumlara ait kültürel değerler birçok evrensel özelliğe sahiptir, ancak, tüm bu değerler yaşam içinde farklı biçimlerde tezahür eder. Yukarıda da bahsetmiş olduğumuz gibi kültüre ilişkin bilgiler, davranışlar ve inançlar bir nesilden diğerine aktarılır; bu aktarım süreci, çeşitli normları ve uygulamaları içinde barındıran ebeveynlik için de geçerlidir.
Her ne kadar ebeveynliğe ilişkin akademik bilgiler çeşitli çalışmalar, okumalar ve öğretiler sonucunda elde edilse de, kişinin toplumdan tam anlamı ile sıyrılması mümkün olmadığından, önceki nesillerin işlevsel uygulamaları hayata dâhil edilir. Bu yönüyle, hangi çağda anne – baba olursanız olun, yaşamınız süresinde atalarınızdan öğrendiklerinizi çeşitli güncellemeler ile uygulama yoluna gidebilirsiniz.
Afrika’da çocuk yetiştirme kültürü
Bir Afrika atasözü şöyle der: “Bir çocuğu yetiştirmek için bir köy gerekir.” Bu söz, Afrika’da çocuk yetiştirme kültürüne dair çok şey anlatır; öyle ki, Afrika coğrafyasında çocukların güvenli ve sağlıklı bir ortamda büyümesi için toplumun her kesiminden insanın onlarla etkileşime geçmesi gerektiğine inanılır.
Bununla beraber, bu topraklarda, çeşitli ebeveynlik tarzları olmasına rağmen çocuğu sorumlu bir yetişkin olmaya yönlendirmek ve onun toprağın kültürel değerlerini özümsemesini sağlamak esastır. Bu da, anne ve babanın haricinde büyüklerin de dâhil olduğu bir yetiştirme sistemi, geleneksel törenler ve anlatılar yoluyla gerçekleştirilmeye çalışılır.
Geleneksel Afrika topluluklarında ebeveynlik ile ilgili bu sistemin benzersizliği, çocuğa bakma sorumluluğunun sadece biyolojik ebeveynlere ait olmaması ile ilişkilidir. Bir başka deyişle, çocuğun büyütülmesinden geniş aile üyelerinin hepsi sorumludur. Öyle ki, bu coğrafyada anne ve babanın gözetimi dâhilinde, büyük kardeşin, küçük kardeşin bakımını sağlaması oldukça yaygındır. Bu nedenle, ebeveynleri hayatta olmayan bir çocuğun bile her zaman “ebeveynleri” olacağı söylenir.
Yalnızca anne ve baba tarafından değil, geniş aileyi oluşturan tüm üyeler tarafından yetiştirilen çocuk, kültürel değerleri çok yoğun bir biçimde edinir. Özellikle Kenya ve güney Etiyopya’nın dağlık bölgelerinde hayvancılığın nasıl yapılacağı, özel eğitimler olmadan, bu sayede aktarılır. Bununla beraber, göçebe yaşam tarzını benimsemiş olan ailelerde, yaşamın sürdürülmesini sağlayan aktiviteler, ebeveynlerin dikkatle izlenmesi sonucunda öğrenilir.
Afrika kültüründe annelik olgusu
Afrika kültürü ve değerleri, anneyi evin & ailenin ana unsuru olarak tanımlar. Günümüzde dinamikler değişmiş olsa da, anne, hem dışarıda çalışan hem de ev işi yapan görevindedir; elbette ki, diğer aile üyeleri ile beraber çocuğun bakımını da üstlenir. Yukarıda da bahsetmiş olduğumuz gibi, bu kültürde, geniş aile kavramı toplumun ciddi bir kısmında varlığını korumaktadır ancak anne, çocuğun yetiştirilmesine katkıda bulunan aile üyelerinin her daim yanında olmaya da çalışır / çalışmalıdır.
Bununla beraber, son dönemde pek kabul görmüyor da olsa, Afrika coğrafyasında anne olmak, kadın yaşamının kutsal ve güçlü bir ruhsal bileşeni olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca, Remi Akujobi’nin “Afrika Edebiyatında ve Kültüründe Annelik” başlıklı makalesinde belirttiğine göre bu topraklarda annelik, kadının yeri ve rolünü analiz etmekte kullanılan bir ölçütken, aynı zamanda, tekrarlanan bir olgu ve yaşam boyu bir bağlılıktır.
Okul öncesi dönemde Afrika halk masalları ve sözlü gelenek ürünleri
Dünyanın her yerinde olduğu gibi, “okul öncesi” diye tabir edilen ve çocuğun doğumundan eğitim görmeye başladığı döneme kadar uzanan süreçte, Afrika topraklarında da sözlü geleneğin yeri oldukça büyüktür. Nesilden nesile aktarılan sözlü gelenek ürünleri – masallar, hikâyeler, şarkılar –çocuğun yetiştirilmesi noktasında sıklıkla yararlanılan unsurlardır.
Özellikle Afrika halk hikayeleri ve masallarda, sevgi, saygı, empati, yardımlaşma, hoşgörü gibi temalar yer alır ve bu sözlü gelenek ürünleri vasıtasıyla erken yaştakilerin kişilikleri olumlu bir biçimde şekillendirilmeye çalışılır. Tüm dünyada olduğu gibi, bu topraklarda ortaya çıkmış halk edebiyatı ürünlerinde de belli başlı imgeler & tasvirler bulunur. Örneğin, Güney Nijerya’nın bazı bölgelerinde “kaplumbağa” çoğunlukla açgözlülük, bilgelik, gurur ve isyanı tasvir etmek için kullanılır.
Ancak bir ders verme kaygısı olan hikâyeler ve masallar, nadiren “ve sonsuza dek mutlu yaşadılar” sözleriyle sona erer; bu da, toplumun gerçekçi bir bakış açısı ile çocuklara yaklaştığı çıkarımında bulunmamızı sağlar.
Afrika kültüründe ergenliğe giriş kutlamaları
Basit bir tanımlama ile, çocukluktan yetişkinliğe geçiş süreci olarak bilinen ergenlik, Afrika kültüründe oldukça önemli bir dönem noktasıdır. O kadar ki, bu topraklarda “ergenlik ayini” olarak tabir edilen, geleneksel bir uygulama bulunmaktadır. Bu uygulamanın amacı, ergen kızlar ve erkekleri gelecekte iyi eşler haline getirmektedir.
Afrika’daki reşit olma ritüellerinin geleneksel olarak üç ana aşamadan oluştuğu söylenebilir: Topluluktan ayrılma, geçiş dönemi ve topluma yeniden dâhil olma.
Ergenlik ayini, uygulama türü açısından ülkeler arasında farklılık gösterse de, yaygın olarak Nijerya, Liberya ve Gana’da gerçekleştirilir. Bazı durumlarda şiddet ögeleri de içeren bu türden ayinler, Afrika’nın bazı bölgelerinde geçerliliğini korumaktadır.