Baba Olmaya Gerçekten Hazır Mısınız? | Babalık Korkusuna İlişkin Her Şey

Çocuk sahibi olmak hayatın getirdiği en büyük sorumluluklarından biridir; bu sebeple, birçok erkeğin babalığa hazır olmadığını düşünmesi pek de şaşırtıcı değildir.

Ebeveyn olmayı uzun süredir planlıyor olsanız dahi, hayatınıza yeni ve ilgi isteyen bir üyenin dâhil olması fikrini olgunlukla karşılamanız ve buna uyum sağlamanız elbette ki kolay bir süreç değildir. Bu yazımızda, bu süreçte yaşayabileceğiniz babalık korkularının üstesinden nasıl gelebileceğinize dair uzman önerilerini derledik. “Baba olmaya hazır mısınız?” sorusuna cevap vermeye başlayalım:

Fedakârlık yapmaya hazır olduğunuza emin olun.

Baba olmak temelde, birtakım bireysel istekleri geri plana alıp, eşinizin ve bebeğinizin hayatınızda bir öncelik haline gelmesine izin vermek demektir; bu da elbette ki hem ilişki de hem ev hayatında dinamiklerin ciddi oranda değişeceği anlamı taşır.

Baba olmaya hazır olup olmadığınıza karar vermenin ilk ve en önemli adımı fedakârlık yapmaya ne kadar istekli olduğunuzu keşfetmenizdir. Öyle ki, bebeğinizi kucağınıza aldığınız andan itibaren hayatınız büyük oranda ona ait olacaktır. Hem psikolojik, hem sosyal hem de ekonomik açıdan ciddi fedakârlıklara hazırsanız, iyi bir baba adayısınız!

Çevrenizde sizi destekleyecek kişiler olup olmadığını gözlemleyin.

Baba olmaya karar vermeden önce, aile üyeleri ve arkadaşlar başta olmak üzere, doğum öncesi ve sonrası süreçte yanınızda olup, size destek verecek kişileri gözden geçirmeniz önemlidir. Yukarıda da belirtmiş olduğumuz gibi, bir bebeğe bakıp, onu bir birey haline getirmek pek çok kolay bir iş değildir. Bu uzun süreç boyunca, size hem psikolojik olarak hem de bebeğin bakımı noktasında destek olabilecek yakınlarınızın olması pek çok şeyi daha kolay bir hale getirebilir.

Özellikle ebeveynlerden alınacak destek oldukça değerlidir; öyle ki, ebeveynlerinizin sizi büyütürken deneyimlemiş oldukları dersler size kendi çocuğunuzu büyüttüğünüz yolda ışık olabilir.

Eşinizle ilişkinizin ne kadar sağlıklı olduğunu gözden geçirin.

Aileye yeni katılacak tatlı bir üyenin eşler arasındaki ilişkileri düzene sokacağına dair yaygın bir düşünce halen varlığını koruyor olsa da, birçok psikolog, sağlıklı olmayan, toksik hal almış ikili ilişkilerin bebeklerce kurtarılamayacağını ifade etmektedir. Bu yönden bakıldığında, baba olmaya hazır olup olmadığınızı keşfetmek için, eşinizle olan ilişkinize uzaktan bakıp, değerlendirmelerde bulunmanız önemlidir.

Bununla beraber, babalık korkularınız ile ilgili olarak, partnerinizle açık bir biçimde konuşmanız ayrıca büyük bir önem arz etmektedir. Ailenize dâhil etmeyi planladığınız yeni bir üye hakkında nasıl hissettiğini tartışmak, içinde bulunduğunuz ilişkinin bir bebeğe ne kadar açık olduğu konusunda fikir sahibi olmanızı da sağlar.

Partnerinizle dürüst bir şekilde konuşmanız gereken bir diğer şey de, bebeğin dünyanıza dâhil olması durumunda hangi rolleri üstleneceğinizdir. Bilindiği gibi, ebeveynlik, özellikle ilk dönemlerde, belirli görevleri yerine getirdiğiniz bir ritme bağlıdır. Bu ritmi korumak için elbette ki ikili ilişkilerin sağlıklı bir biçimde süregelmesi gerekir.

Hâlihazırda baba olan arkadaşlarınızdan tavsiye almayı deneyin.

Arkadaşlıklar, kişinin sosyal ve psikolojik refahı noktasında önemli rol oynar; babalığa ilişkin korkularınızı paylaşıp, konuyla ilgili öneri alabileceğiniz arkadaşlarınıza soru sormaktan çekinmemeniz oldukça önemlidir.

Özellikle hâlihazırda baba olan arkadaşlarınızla tecrübeleri hakkında konuşmak, gelecekte sizi neyin beklediğine dair fikir sahibi olmanız açısından değerlidir. Bu türden açık bir iletişim, baba olmakla ilgili kendi korkularınız ve şüpheleriniz ile ilgili düşünmenize yardımcı olurken, size yararlı ipuçları sunabilir. Bununla beraber, kendi çocuğunuzla zaman geçirirken nasıl hissedebileceğinizi ölçmek için babalarla ve onların çocuklarıyla daha fazla zaman geçirebilirsiniz.

Ekonomik durumunuzu gözden geçirin.

Ebeveyn olmanın maliyetli olduğunu söylemek tam anlamı ile doğru bir yaklaşım olmasa da, baba olmaya hazır olup olmadığınıza dair bir keşif yaparken, maddi açıdan ne kadar güçlü olduğunuzu da değerlendirmeniz oldukça önemlidir. Öyle ki, doğum da dâhil olmak üzere, bebeğinizi kucağınıza almak ve onu hayatı boyunca çeşitli fırsatlar sunmaya çalışmak, belirli bir maddi refah düzeyine ihtiyaç doğurur.

Bebeğinize “her şeyin en iyisini” sunmak gibi bir çabanız olmasına gerek yok; fakat, yapılan pek çok araştırma düşük gelirli ailelerin çocukları için güvenli ortamlar sağlamakta zorluk çektiğini göstermektedir. Bu sebeple, ebeveyn olmaya karar verdiğiniz andan itibaren, partnerinizle beraber, gelirleriniz ve giderleriniz noktasında çeşitli hesaplamalar yapmanız önerilir.

Sosyal hayatınıza ara vermeye hazır olup olmadığınıza karar verin.

Daha önce de bahsetmiş olduğumuz gibi, anne & baba olmak, birtakım ihtiyaçlarınızı ve isteklerinizi geri plana atmanızı gerektirir; buna bazı sosyal aktiviteler de dâhildir. Düzenli olarak arkadaşları ile dışarı çıkanlardansanız, hamilelik haberini aldığınız anda, bu rutinde bazı değişiklikler yapmanız gerekebilir. Bu nedenle, ebeveynliğe geçiş yapamadan önce, bu türden bir “fedakârlık” yapabileceğiniz noktasında kendinizden emin olmanız gerekir.

Profesyonel hayatınızın baba olmaya elverişli olup olmadığını gözden geçirin.

Baba olmak, kişisel ve profesyonel yaşamınızın neredeyse her yönünde türlü değişimlere sebebiyet verir.

Ek masrafları karşılamak ve çocuğunuzun büyümesi ve gelişmesi için istikrarlı bir ortam sağlamak için sabit bir gelir kaynağına ihtiyacınız olduğundan daha önce de bahsetmiştik. Bunu göz önüne aldığımızda, tam zamanlı / düzenli gelir elde ettiğiniz bir işte çalışmıyor veya eğitimize devam ediyorsanız, ebeveyn olmak için içinde bulunduğunuz şartların ideal olup olmadığını düşünmeniz önerilir.

Profesyonel hayatınızın ebeveyn olmaya uygun olduğunu düşünüyorsanız, bu oldukça büyük bir artıdır. Bu noktada hatırlatalım; yapılan pek çok araştırmada, baba olmanın kariyer üzerinde herhangi olumsuz bir etkisinin olmadığını göstermektedir.

Kendi babanızla deneyimlerinizi düşünün.

Babalığa ne denli hazır olduğunuzla ilgili yaptığınız yolculukta, son olarak kendi çocukluğunuzu hatırlamanızı ve babanızla olan deneyimlerinizi düşünmeniz önerilir. Babası ile büyüyecek kadar şanslı bir çocuk olduysanız, onunla geçirdiğiniz zamanı; nasıl bir ebeveyn olduğunu düşünün. Bilindiği gibi, kişiliğimizi oluşturan etmenlerin pek çocuğunu çocukluk döneminde rol model aldığımız insanlardan ediniriz. Gelecek dönemde, nasıl bir ebeveyn profili oluşturacağınız da geçmiş tecrübelerinizle bağlantılıdır. Ancak, “iyi” olarak tanımlanabilecek bir çocukluk geçirmemiş olmanız, aynı şeyi kendi çocuğunuza yaşatacağınız anlamına gelmez. Bu noktada, olumsuz tecrübeleri işlevsel davranışlara dönüştürme çabanız önem kazanır. Böyle bir dönüşüme hazır mısınız?

Sorularınızı ve düşüncelerinizi bizimle paylaşabilirsiniz:

Yorum & Soru Bırakın

Anne Rehberi
Logo