Hamilelikte Depresyon ve Tedavi Seçenekleri | Perinatal Depresyon İle İlgili Tüm Gerçekler

Depresyon Nedir?

Depresyon temelde, kişinin yapmaktan hoşlandığı şeylere karşı ilgisini kaybetmesine, sürekli bir biçimde üzgün, kaygılı ve değersiz hissetmesine neden tıbbi bir durumdur. Klinik, majör ve minör şeklinde gelişebilen bu tıbbi durum, duygularınızı ve düşüncelerinizi oldukça olumsuz bir biçimde etkilerken günlük yaşamınızı olağan biçimde sürdürmenize engel olur. Pek çok tıbbi sorun gibi, depresyonun da tedavi edilmesi şarttır.

Tıp literatüründe “perinatal depresyon” olarak tabir edilen problem ise, hamilelik sırasında veya bebek sahibi olduktan sonraki ilk yıl içinde meydana gelen ve yukarıdaki tanıma karşılık gelen durumdur. Bilinenin aksine, bu durum, hamileliğin en yaygın tıbbi komplikasyonlarından biridir; öyle ki, kadınların %15’ini etkilediği tahmin edilmektedir.

Hamilelikte Depresyon Belirtileri Nelerdir?

Hamilelikte depresyon, benzer türden pek çok depresif bozukluk ile aynı semptomlara sahiptir. Bu semptomlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Duygularda ani ve olumsuz değişimler,
  • Normalden daha fazla veya daha az yemek yeme,
  • Normalden daha fazla veya daha az uyuma,
  • Enerjisizlik ve her zaman yorgun hissetme,
  • Günlük aktivitelere karşı ilgi kaybı,
  • Sürekli bir biçimde üzgün, umutsuz veya bunalmış hissetme,
  • Devamlı olarak, nedensiz bir şekilde huzursuz veya karamsar hissetme,
  • Ağlama krizleri,
  • Kendini değersiz veya suçlu hissetme,
  • Ciddi vakalarda ölümü veya intiharı düşünme,
  • Bir şeyleri hatırlamakta, konsantre olmakta veya kararlar almakta güçlük çekme,
  • Yalnız kalma isteği / arkadaşlardan ve aileden uzaklaşma,

Hamileyseniz ve yukarıdaki belirtilerin birçoğunu 2 haftadan uzun süredir gösteriyor iseniz, bir sağlık merkezine başvurmanız oldukça önemlidir. Tedavi edilmeyen perinatal depresyon siz ve bebeğiniz için sorunlara neden olabilir.

Hamilelikte Depresyon Nedenleri Nelerdir?

Hayatın her evresinde olduğu gibi, hamilelik döneminde ortaya çıkan depresyonun da tek ve belirgin bir nedeni yoktur. Buna rağmen, genel kanı beyindeki kimyasalların veya vücuttaki hormonların seviyesinde meydana gelen değişimlerin bu duruma neden olduğu yönündedir. Bilindiği gibi, birtakım hormonlar ve kimyasallar beynin duyguları ve ruh halini kontrol eden kısımlarını etkileyebilmektedir. Bununla beraber, ebeveynlerden çocuklara aktarılan genlerin de bu noktada belirleyici olduğu düşünülmektedir.

Nedenler tam anlamı ile bilinmese bile, aşağıdaki risk faktörleri hamilelikte depresyona daha yatkın olmanıza sebebiyet verebilir:

  • Geçmişte ağır bir depresyon veya bağlantılı mental bir problem yaşamış olma & aile öyküsü,
  • Planlanmamış ve istenmeyen bir hamilelik geçirme,
  • Yakın tarihte sevilen birinin kaybı ve ayrılık gibi travmatik bir olay yaşamış olma,
  • Partner ile sorunlar yaşıyor olma,
  • Ekonomik ve sosyal açıdan birtakım sorunlar ile boğuşuyor olma,
  • Çoklu hamilelik yaşıyor olma,
  • Tütün ürünleri ve alkol kullanma,
  • Kronik diyabet ve pregestasyonel diyabet sorunundan muzdarip olma.

Hamilelik sırasında depresyon bebeğime zarar verebilir mi?

Tedavi edilmeyen depresyon, anne ve bebek için potansiyel tehlikeli riskler taşıyabilir. Tedavi edilmeyen depresyon yetersiz beslenmeye, içki içmeye, sigara içmeye ve intihara meyilli davranışlara yol açarak erken doğuma, düşük doğum ağırlığına ve gelişimsel sorunlara neden olabilir. Depresyonda olan bir kadın genellikle kendisine veya gelişmekte olan bebeğine yeterince bakma gücü veya isteğine sahip değildir.

Depresyonda olan annelerden doğan bebekler, depresyonda olmayan annelerden doğan bebeklere göre daha az aktif olabilir, daha az dikkat gösterebilir ve daha ajite olabilir. Bu nedenle doğru yardımı almak hem anne hem de bebek için önemlidir.

Hamilelikte deprosyon için doğal tedaviler var mı?

Hamilelik sırasında bazı antidepresanların kullanımına ilişkin tartışmalarla birlikte, birçok kadın depresyon tedavisine yardımcı olacak başka yollarla ilgilenmektedir. Yukarıda bahsedildiği gibi, destek grupları, psikoterapi ve ışık terapisi, hafif ila orta dereceli depresyon tedavisinde ilaç kullanımına alternatiflerdir.

Bunlara ek olarak, depresyon semptomlarını hafifletmeye yardımcı olacak diğer bazı doğal yollar hakkında sağlık uzmanınızla konuşmak isteyebilirsiniz.

Egzersiz – Egzersiz doğal olarak serotonin düzeylerini artırır ve kortizol düzeylerini azaltır. Hamilelik yogası da bunlardan birisidir. Hamilelik yogası video serimizi izleyerek bunu evde kendiniz uygulayabilirsiniz.

Hamilelik yogası video serimiz için tıklayın.

Yeterince dinlenin – Uyku eksikliği, vücudun ve zihnin stres ve günlük zorluklarla başa çıkma yeteneğini büyük ölçüde etkiler. Aynı anda uyuyacağınız ve kalkacağınız rutin bir uyku programı oluşturmaya çalışın.

Diyet ve Beslenme – Pek çok gıda, ruh hali değişiklikleri, stresle başa çıkma yeteneği ve zihinsel netlik ile ilişkilendirilmiştir. Yüksek kafein, şeker, işlenmiş karbonhidratlar, yapay katkı maddeleri ve düşük protein içeren diyetlerin tümü zihinsel ve fiziksel sağlığınız ile ilgili sorunlara yol açabilir. Vücudunuzu daha iyi hissetmenize yardımcı olabilecek yiyeceklerle beslemeye başlamak için bilinçli bir karar verin.

Akupunktur – Yeni araştırmalar, akupunkturun hamile kadınlarda depresyon tedavisinde geçerli bir seçenek olduğunu bildirmektedir.

Omega-3 yağ asitleri – Yıllardır omega-3’ün bir dizi sağlık sorununa yardımcı olabileceği biliniyordu, ancak en yeni araştırmalar, günlük bir omega-3/balık yağı takviyesi almanın depresyon semptomlarını azaltabileceğini gösteriyor. Hamile kadınlar, balık yağının cıva içermeyen bir versiyonunu aldıklarından emin olmak ve tavsiye edilen miktar için bakıcılarına veya beslenme uzmanlarına danışmak isteyeceklerdir.

Bitkisel ilaçlar – Ruh halini ve serotonin hormonunu etkilediği bilinen bir dizi bitkisel ve vitamin takviyesi vardır. St John’s Wort, SAM-e, 5-HTP, magnezyum, B6 vitamini ve çiçek ilaçları kullanıp kullanmayacağınızı sağlık uzmanınızla ve beslenme uzmanınızla/bitki uzmanınızla konuşun. Bunların çoğu antidepresanlarla birlikte kullanılamaz ve hamile kadınlar için dozajı değerlendirilmelidir.

Depresyon duygularınız hakkında sağlık uzmanınızla konuşmak konusunda kendinizi rahat hissetmiyorsanız, konuşacak başka birini bulun. Birinin neyle uğraştığınızı bilmesi ve size yardım etmeye çalışması önemlidir. Asla depresyonla tek başınıza yüzleşmeye çalışmayın. Bebeğinizin yardım istemeniz ve tedavi olmanız için size ihtiyacı var.

Perinatal Depresyon Bebeği Nasıl Etkiler?

Yukarıda da bahsetmiş olduğumuz gibi hamilelikte depresyon geçirmek, hem bebeğinizi hem de sizi derinden etkileyebilir. Bilindiği gibi, hâlihazırda hassas bir süreçten geçiyor iken sizi duygusal ve bedensel olarak yoran bir mental rahatsızlıkla baş etmek elbette ki kolay değildir. Daha net olmak gerekir ise, perinatal depresyon size ve bebeğinize aşağıdaki şu yollar ile zarar verebilir:

  • Duyguları ve davranışları kontrol etmek zorlaştığından tütün ürünlerine ve alkole yönelmenize neden olabilir,
  • Hamilelik ardından postpartum depresyona yol açabilir,
  • Hamilelik sırasında yeterince kilo almanıza engel olabilir,
  • Gebeliğin 37. haftadan önce gerçekleşmesine neden olabilir (erken doğum),
  • Düşük yapmaya sebebiyet verebilir,
  • Daha az aktif olmanıza neden olabilir,
  • Bebeğin yaşamının ilerleyen dönemlerinde öğrenme, davranış ve mental sorunlar geliştirmesine yol açabilir,
  • Bebeğinizi emzirmenize engel olabilir,
  • Bebeğiniz için hazırlanmanızı ve doğumdan sonra bebeğinize bakmanızı zorlaştırabilir,
  • Doğum öncesi bakım kontrollerinizi atlamanıza ve uzmanların talimatlarını yerine getirmemenize neden olabilir,
  • Bebeğinize ihtiyacı olan tıbbi bakımı (aşı, düzenli klinik kontroller vs.) sağlamanıza engel olabilir,
  • Bebeğinizle duygusal bir bağ kurmanıza engel teşkil edebilir.

Tüm bunlar, anne – bebek açısından oldukça olumsuz tecrübelerdir; bu türden sorunları yaşamamak adına, ruh halinizde ciddi bir değişim gerçekleştiğini fark ettiğiniz durumda bir uzmandan yardım almaktan çekinmemeniz önemlidir.

Perinatal Depresyon Tedavisi Nasıl Gerçekleştirilir?

Pek çok uzman hamilelikte depresyonun önlenebilir olduğunu savunmaktadır; buna göre yüksek riskli olarak kabul edilen anne adayları, psikolojik tıbbi bir taramadan geçer ve bazı bulgulara sahip oldukları anlaşılır ise, mental çöküş yaşamadan çeşitli terapilerle bu dönemi görece daha kolay bir biçimde atlatabilir.

Bu türden bir önlem alınmamış ise, perinatal depresyon aşağıdaki yöntemler ile tedavi edilir:

  • Bilişsel davranışçı terapi (CBT olarak da adlandırılır),
  • Kişilerarası terapi (IPT olarak da adlandırılır),
  • Psikoanalitik terapi,
  • Emdr terapisi,
  • Varoluşçu terapi,
  • Destek gruplarını içeren terapiler,
  • Antidepresan (hekimin her aşamada kontrolünü gerekli kılar).

Antidepresanlar depresyon tedavisinde sıklıkla kullanılan elementlerdir ancak gebelik döneminde ne kadar güvenli oldukları tartışılır durumdadır. Son dönemde yapılan bazı araştırmalar, bebek beklerken belirli antidepresanlar almanın düşük, erken doğum, düşük doğum ağırlığı, doğum kusurları veya kalıcı pulmoner hipertansiyon gibi çok ciddi sonuçların ortaya çıkmasına neden olduğunu iddia etmektedir. Bununla beraber, birtakım araştırmalar ise en sık reçete edilen antidepresan türü olan serotonin geri alım inhibitörlerinin ise anne adaylarında bu türden sorunlara neden olmadığını ortaya koymuştur.

İlaçların etkileri tam olarak bilinemediğinden, hekiminiz sizi ilk aşamada çeşitli terapi yöntemleriyle tedavi etme yoluna gidecektir. Uzmanlar rehberliğinde gerçekleştirilen bu terapiler, sizi daha olumlu düşünmeye ve hareket etmeye sevk edecektir.

Sorularınızı ve düşüncelerinizi bizimle paylaşabilirsiniz:

Yorum & Soru Bırakın

Anne Rehberi
Logo